1 Şubat 2014 Cumartesi

Bekle Beni Küçüğüm

Bekle beni küçüğüm 
umudu karartmadan 
sevinci yitirmeden bekle 
döneceğim bir gün elbet 
bekle beni 
Bahar geldiğinde 
kırlara çıkacaksın 
dizboyu otlar üstünde 
koş koşabildiğince 
ve sakın yitirme neşeyi 
 Kırların sessizliğinde 
yüreğinin sesini dinle 
ve orada benim için 
küçücük bir yer ayır 
ve bekle beni küçüğüm 

Doğa pervasızdır biraz 
bakarsın en olmaz yerde 
masmavi bir su fışkırır 
ve suyun ışıldayan göğsünde 
sevincin nilüferleri 

Bahar şaşırtmasın seni 
sırtüstü uzan bir gölgeye 
suların, kuşların sesini dinle 
ve bekle beni orada 
döneceğim küçüğüm 
 
 Mapusane türküleri 
hüzünlüdür biraz 
belki her dinleyişinde 
yüreğin burkulmakta 
için sızlamaktadır 

Ama acılara alışılmaz 
birşeyler var değişecek 
birşeyler var 
değiştirmemiz gereken 
önce acılardan başlanacak 

Beş on yıl dediğin 
pek kolay geçmeyebilir 
üstelik bu savaş  
bu kahredici kıyım 
bitmeyebilir daha uzun süre 

Ama sen sahip çıkarak 
yaşama ve sevince 
bekle beni küçüğüm 
acılar bitecek bir gün 
sevgiler çiçek açacak 

Ömer Hayyam (1048-1031)

HAYYAM (Ebul Feth Ömer bin İbrahim; Ömer Hayyam da denir), İranlı şair ve bilgin (Nişapur 1044.ay.y 1123/1136). Hayatı, gençlik yılları kesinlikle bilinmiyor. Elde bulunan eserlerinden, hayatıyla ilgili olayları anlatan bazı kitaplardan, mantık, felsefe, matematik ve astronomi konularında çalıştığı, bu alanlarda düzenli bir öğrenim gördüğü anlaşılmaktadır. Hayyam (”Çadırcı”) takma adını, atalarının çadırcılık yapmaları yüzünden aldığı söylenir.
Ömer Hayyam, zamanında daha çok bilgin olarak ün kazandı. İran’ın, Selçuklular yönetiminde olduğu bir çağda yetişen Hayyam, Horasan ülkesindeki büyük şehirleri, Belh, Buhara ve Merv gibi bilim merkezlerini gezdi, birara Bağdat’a da gitti. Zamanının hükümdarlarından, özellikle selçuklu sultanı Melikşak ve Karahanlılardan Şemsülmülk’ten büyük yakınlık gördü. Saraylarında, meclislerinde bulundu. Reşidüddin’in “Cami-üt-Tevarih” adlı eserinde anlattığına göre Nizamülmülk ve Hasan Sabbah, Ömer Hayyam ile okul arkadaşıydılar.
Gerek Hayyam’ın zamanında, gerek sonarki çağlarda yazılan kaynaklarda çağının bütün bilgilerini edindiği, o alanlarda derin tartışmalara girdiği, fıkıh, ilahiyat, kıraat, edebiyat, tarih, fizik ve astronomi okuttuğu yazılıdır. Ebu’l Hasan Ali El-Beyhaki onun çok bilgili bir kimse olduğunu, fakat müderrislik hayatının pek başarılı olmadığını bildirir. Ayrıca Zemahşeri ile uzun boylu tartışmalara giriştiğini, onun derslerine bile devam ettiğini, Zemahşeri’yi, bilgi bakımından beğendiğini yazar.
Hayyam’ın fizik, metafizik, matematik, astronomi ve şiir konularında değişik eserleri vardır. Bunlar arasında İbni sina’nın Temcid (Yücelme) adlı eserinin yorum ve tercümesi de yer alır. Zamanında, bir bilgin olarak ün kazanan Ömer Hayyam’ın edebiyat tarihindeki yerini sağlayan, sonraki yüzyılarda da doğu islam dünyasının en büyük şairlerinden biri olarak anılmasına yolaçan Rubaiyat’ıdır (Dörtlükler).

Ömer Hayyam, iran ve doğu edebiyatında rubai türünün kurucusu sayılır. Sonraları aralarına başkalarının eserleri de karışan bu rubailer iki yüz kadardır. Hayyam, oldukça kolay anlaşılan, yumuşak, akıcı, açık ve seçik bir dil kullanır. Şiirlerinde gerçekçidir. Yaşadıkları, gördüklerini, çevresinden, zamanın gidişinden aldığı izlenimleri yapmacığa kapılmaksızın, olduğu gibi dile getirir. Ona göre, gerçek olan yaşanandır, dünyanın ötesinde ikinci bir dünya yoktur. İnsan, yaşadıkça gerçektir, gerçek ise yaşanandır. En şaşmaz ölçü akıl ve sağduyudur. İnsan bir akıl varlığıdır. Gerçeğe ancak akıl yolu ile ulaşılabilir.
Onun şiirinde zamanın haksızıkları, softalıkları, akıl almaz saçmalıkları ince, alaylı, iğneleyici bir dille yerilir. Dörtlüklerinin konusu aşk, şarap, dünya, insan hayatı, yaşama sevinci, içinde bulunduğumuz geçici dünyanın tadını çıkarma gibi insanla sıkı bir bağlantı içinde bulunan gerçek eylem ve davranışlardır. Şiirlerinde işlediği konulara, çokluk felsefe açısından bakar. Aşk, sevinç, hayatın tadını çıkarma, Hayyam’a göre vaz geçilmez insan duygularıdır, insan hayatının ana dokusu bunlarla örülüdür. Bazı dörtlüklerinde filozofça derin bir sezgi, açık ve seçik bir insan severlik duygusu, gösterişten, aşırılıktan uzak bir yaşama anlayışı görülür.

Hayyam kendisinden sonra gelen pek çok şairi etkilemiş, rubai alanında tek örnek olarak benimsenmiştir. Batı ülkelerinde adına bir çok dernek kurulmuş, rubaileri bütün bati dillerine, bu arada birçok defa Türkçeye Rubaiyat-i Hayyam, Hayyam’ın Rubaileri, Ömer Hayyam ve Rubaileri, Dörtlükler adı altında tercüme edilmiştir.
Meydan Larousse, Cilt 8, S. 536

Yukarıdaki yazıda geçen “Nizamülmülk ve Hasan Sabbah, Ömer Hayyam ile okul arkadaşıydılar” bilgisi ile ilgili aşağıdaki alıntıları yazmadan geçemedim (ED):
“Yüzyıllardır yinelenen ve halkın, hoşuna gittiği için vazgeçemediği, düzeltilmesine kıyamadığı öykü şudur:
Her üçü de okulda öğrenimleri sırasında söz verirler: “Hangimiz yükselirsek, birbirimizi koruyalım!” Nezam ol molk vezir olur. Hasan Sabbah’la Hayyam’a görev vermek ister. Hayyam, küçük bir maaşla yetinir. Hasan Sabbah sarayda görev alır. Hasan Sabbah’la Hayyam gerçi yakın yaşlardadır, ama vezir Nezam ol molk’le yaşıt olmaları için her birinin yüz yirmi yaşına kadar yaşamaları gerekirdi. Bu ise, olanak dışı olmamakla birlikte uzak bir ihtimaldır. Ama halk hayal dünyasında hala öyküyü bu haliyle sürdürüp duruyor.”

Rüştü Şardağ; Bütün Yönleriyle Hayyam Rubaileri, S. 13; Özgür Yayınları
”...Hayyam’ın Nızam’ül-Mülk ve Hasan Sabbah ile ders arkadaşı olduğu hakkındaki rivayet, tamamıyla uydurmadır. Nızam’ül-Mülk 408’de (1017) doğmuş, 485’te (1092) bir Batıni tarafından öldürülmüştür. Hasan Sabbah Elemut’u 483 (1090 - 1091) ele geçirmiş, 518’de (1124) ölmüştür…”
Abdülbaki Gölpınarlı; Hayyam ve Rubaileri, S. 16; İnkılap Kitabevi

31 Ocak 2014 Cuma

BARIŞ MANÇO

Müzisyen, şarkıcı, besteci, aranjör, söz yazarı, oyuncu,TV programcısı, sunucu, koleksiyoner, ressam, gezgin...
Anadolu Rock türünün kurucu üyelerinden olan Barış Manço, Galatasaray Lisesi'nde öğrenci iken ilk kez sahneye çıktığı 1958 yılından bu yana,Türk Sanat Dünyası'nın kilometre taşlarından biri olarak grubu “Kurtalan Ekspres” ile birlikte Türkiye'de olduğu gibi birçok yabancı ülkede sayısız konserler verdi.

Bestelediği 200'ün üzerinde şarkısı, kendisine 12 altın ve 1 platin albüm/kaset ödülü kazandırırken, bu şarkıların bir bölümü daha sonra Yunanca, Bulgarca,Arapça, Farsça,Kürtçe, Japonca, İbranice,Fransızca ve Flemenkçe'ye çevrilerek, kendisi ve/veya başka sanatçılar tarafından da seslendirildi.

1988 yılında Ekim ayında TRT 1'de çocuk ve aileye yönelik bir eğitim kültür ve eğlence programı olarak başlayan “7'den 77'ye”,Türk Televizyonculuğu'nda şimdiye kadar ulaşılamamış bir rekora imza attı.Türkiye'de en uzun ve en başarılı televizyon yayıncılığını yaptı.



“Ekvator'dan Kutuplar'a” 5 kıtada 100'den fazla değişik yöreye giderek, 600.000 km'ye yakın yol kateden Barış Manço ülkemiz belgeselciliğine farklı bir boyut getirdi.


Hangi Hastalığa Hangi Yiyecekler ( Grip )

  Doğa bir eczane gibidir! Tahıl, sebze ya da meyvelerde bulunan çeşitli maddeler, vitaminler;depresyondan tansiyona birçok hastalığa iyi gelir. Urfa'nın acı pul biberinin cilde yararlı, teni güzelleştiren maddeler içerdiğini, İlaçta aspirin neyse, yiyecekler içinde elmanın da o, olduğunu söyleyen Londra Üniversitesi uzmanlarının hazırladığı doğal savaş programında hangi hastalığa karşı neler yemeniz gerektiği anlatılıyor.










Satsuma: (Küçük portakal) İçerdiği folik asit ve C vitamini sayesinde öksürüğü ve kanlı tükürükleri keser. Ayrıca kan pıhtılaşmasına karşı en etkin doğal yiyecek olduğu için ileri yaşlarda felç ya da kalp krizi riskini de azaltır.

Tarçın: Yemeklere girmiş olabilecek E-coli bakterisinin vücutta yayılmasını engeller. Mideyi düzene sokar. Kusmayı engeller. Hatta bal ya da limon suyuyla birlikte alındığında boğazdaki yanmaları keser.

Hardal: İçindeki singrin maddesi, midenin gaz çıkarmasına yardımcı olur. Sindirim sistemini düzenler, mide ağrılarını giderir. En fazla bir çay kaşığı alınmalıdır.

Nane: İçerdiği mentol, midenin normalleşmesine neden olur. Vücuda giren grip mikrobuna karşı savaştığı gibi, ileri yaşlarda ülsere yakalanma riskini de azaltır. Nane çayı, baş ağrısı, grip, stres gibi hastalıkların yanı sıra mide yanmasına da bire birdir.


ORTA YAŞ...



Orta Yaşa geldiğinden pek emin olamayanlar için bazı ipuçları ;
* Gazeteyi kol mesafesinde okuyorsanız
"orta yaşlısınız" ( bir okuma gözlüğü alın artık )
* Bazı yiyecekler "dokunuyorsa" "orta yaşlısınız"
* Yüksek sesli müzik sizi rahatsız etmeye başlıyorsa "orta yaşlısınız"
* Klima dokunuyorsa "orta yaşlısınız"
* 20-30 yıldır aramadığınız tanıdıklarınızla "facebook"da arkadaş oluyorsanız kesin "orta yaşlısınız"
* Kel kafanıza kulak üzerinden saç teli tarıyor veya "at kuyruğu" yapıyorsanız
"orta yaş bunalımındasınız"derhal kendinizi silahla vurun !
* Çay - Kahve uykunuzukaçıryorsa "orta yaşlısınız"
Sebepsiz yere oranız buranız ağrıyorsa "orta yaşlısınız"
* Makyaj malzemesi ve kuaför faturanız kabarıyorsa "orta yaşlısınız"
* "Bizim zamanımızda" demey e başladıysanız "orta yaşlısınız"
* Yemekten sonra "ağırlık çöküyorsa" "orta yaşlısınız"
* Aynaya baktığınızda anne veya
babanıza benzemeye başladığınızı düşünüyorsanız "orta yaşlısınız"
* Arabaya binerken veya inerken"Inghh" sesi çıkarıyorsanız "orta yaşlısınız"
* Kilo aldım, göbeğim / popom büyüdü, diyet yapayım diye düşünüyorsanız "orta yaşlısınız"
* Akşam haberlerini kaçırmıyorsanız "orta yaşlısınız"
* Sex angarya gelmeye başlıyorsa fecişekilde "orta yaşlısınız"
* Orama burama Botox yaptırsam nasıl olur diye düşünüyorsanız "orta yaşlısınız" ( erkekseniz durum daha vahim ! )
* Tatlılar, tuzlular, yağlılar zararlı diye düşünmeye başlıyorsanız "orta yaşlısınız" * Cereyanda kaldığınızda hasta oluyorsanız "ortayaşlısınız" (Cereyan kelimesini biliyorsanız zaten orta 

30 Ocak 2014 Perşembe

lan Meckellen

  İsmi ilk başta pek çoğunuza tanıdık gelmesede onu çoğu kişi tanıyor..Yüzüklerin efendisinın Büyücü Gandalfı yani lan Meckellen

                    
Murray Ian McKellen, İngiliz oyuncu. 2 kez Oscar adaylığı bulunan McKellen, en çok Yüzüklerin Efendisi filmindeki Gandalf ve X-Men'deki Magneto rolleri ile tanınır. 1991 yılında tiyatroya yaptığı katkılar dolayısıyla şövalye ilan edilmiştir


                                     
1988 yılında BBC radyosunda eşcinsel olduğunu açıklamıştı. Bu açıklamadan sonra, eşcinsellerin haklarını savunmaya başladı ve İngiltere’deki eşcinsellerin toplum içinde eşitliği için faaliyete geçen Stonewall Group’u kurdu.Üniversite'de 20'yi aşkın tiyatro oyununda
 rol aldı.